24 Ağustos 2008 Pazar

Ayranlı Çorba

köklerden gelen bir damak tadımıdır yada alışkanlık mıdır bilmem ama bizler için vazgeçilmez tatlardan biridir ayranlı çorba ve yapıldığında da çok çok hızlı şekilde tüketilir,sevilir hele de şu sıcak günlerde..
buğdaya önem vermişler bizimkiler,muhakkak ki daha da önemli lezzetler ve önem verenler vardır ama şu yoğurtla karıştırılmışının bile 3-4 çeşidi var,zamanla aktaracağım inşAllah,yoğurtla pişmiş halini sıcak çorba yapan,yemek yapan,böyle soğuk ayranlı çorba yapan var da var yani..

belki de zamanında kısıtlı imkanlar onlara ellerindekinden lezzeti farklı ama malzemeleri üç aşağı beş yukarı aynı olan yiyecekleri yapabilme imkanı sağladığındandır kimbilir,iyiki öyle olmuş bizlere o tavırlarıyla ayna olmuşlar ardımıza bakabildiğimizde birilerinin mücadele edip neler yapabildiğini hissedebildiğimiz zamanlar var diyoruz her ne kadar bazen canlı olarak yetişemesekte onalrın yaşadıklarını dinlemek bile elimizdeki bolluğun kıymetini anlamamış içni yeter de artar bile..
konu nerden nereye geldi ama iyiki de geldi çünkü buğday diye gelip geçilen nimet su gibi birşey,su kadar olmasa da diye birşey diyemiyeceğim çünkü yaşamda her zerrenin kendine ait bir yeri var ne fazla ne eksik herşey o denli uyumlu bu yüzden elimizdekilerin yerlerini oynatmayaalım onları kaybetmemek için kıymet bilelim...
***
Ayranlı Çorba

yarım kilo aşurelik buğday
1 kilo yoğurt+yoğurt
taze nane
su
tuz

Hazırlanışı:

buğdayı ayıklayıp yıkayın,pişirmek için bir tencereye koyun.
göz kararı su ekleyin,yaklaşık buğdayın üzerini bir parmak geçecek kadar,sonrasında suyunu çektikçe(pişmemişse eğer)az az su ekleyin,biraz pişmeye durduğunda 1 kilo yoğurdu ayrı bir yerde iyice çırpın ve yavaş yavaş karıştıra karıştıra buğdayın içine yoğurdu ekleyin.
yoğurtla bir güzel pişen buğdayı soğumaya bırakın.
sonra içinden istediğiniz kadar kaseye alın ve göz kararı yoğurt ekleyin isteğinize göre,bir tutam da taze nane doğrayın içine,çok az da sulandırın ve tuzunuda ekleyince çorbanız hazırdır.

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Beyaz damla çikolatalı kurabiye

geçenlerde gelen misafirlerimiz için yapılan bir sürü güzel yiyeceklerin arasına çeşit olsun diye kendimce birşeyler karıştırdım gene ve bir deneme olduğu için az yaptım açıkçası,belki beğenilmeyebilirdi.
ve sonra misafirlerimiz geldiler bende o arada çikolata soslarını hazırlıyordum üzerine hatta beğenicekmisiniz bilmiyorum bile dedim,herkes görüntünün güzel olduğu konusunda hemfikir tadınıda öyle düşündüler ve masada çayın yanına sunduğumda da gerçekten çok güzel tepkiler aldım ilk yapılmış bir tarif için.
açıkçası ben ilk yediğimde tereyağla yapılmış bisküvi gibi dedim yiyenlerde gevrekliğini çok beğendiler,içindeki hafif kıtır lezzeti sordular bende beyaz çikolata dedim,evet beyaz damla çikolata içinde öyle değişik bir lezzette bıraktı.
umarım deneyecek kişilerde memnun kalırlar ben o gün ilk tarifin verdim birine burda yayınlamakta bugüne kısmetmiş..
Malzemeler:

100-150 gr.kadar tereyağı(ben göz kararı kullanmıştım)
1 çay bardağı beyaz damla çikolata
yarım çay bardağı zeytinyağı
2 çorba kaşığı pudra şekeri
1 vanilya
1 kabartma tozu
aldığı kadar un

Üzeri için:

bitter çikolata
süt
file badem-fındık

Yapılışı:

bütün malzemeleri yoğurma kabınıza alın unu eklemeden önce şöyle birbirine karıştırın elinizle sonra azar azar ununu ekleyin.
orta karar bir yumuşaklığa gelince hamur şekerpare gibi oval-yassı şekiller verin tepsiye dizin ve fırına verin.
çikolatayıda benmari usulü eritin çükolata eriyince göz kararı süt ekleyin ve iyice karıştırın güzel bir kıvama gelince ocaktan alın sonra kurabiyelerin üzerine istediğiniz yoğunlukta gezdirin ve file badem-fındıkla süsleyin.

1 Ağustos 2008 Cuma

sucuklu-mantarlı milföy

uzun bir ara girdi yine..
açıkçası önceki yazıda bahsettiğim gibi geçici bir atalet hali bu(umarım)..
arada pasta-kurabiye yaptım ama fotoğraflamaktan öteye geçemedim bir türlü yayınlayabilme imkanım olmadı,olduğunda da sözcüklerim uygun kelimelerle zihnimde buluşamadı kısmet-şükür ki-bugüneymiş artık birşeyler yapmalıyım istedim.
en sıkışık anlarımda burada verilmesi gereken ciddiyeti gösterdim,halende elimden geldiğince göstermeye çalışıyorum ama sene boyunca ders çalışmaktan başka birşey yapmadığım için herhal avareliği özlemişim.
bu avarelik zamanlarımda sevdiğim insanlarla bir arada olmak ise en güzel yanı bu böreğide öyle güzel bir günde yapmıştım hatta diğer yazıdaki parfeyle aynı gün desem daha iyi,masayı fotoğraflayamamıştım ama o gün nefisti,özellikle yeri benim için gerçekten önemli olan arkadaşım ve şirinesiyle geçen güzel bir gündü diyebilirim..
tarife geçmeden önce şunu belirtmek isterim bu tarz tarifler birçok kişinin evde yaptıklarındandır muhakkak ama ben bu böreği çok beğendim arkadaşımda öyle bu yüzden yayınlamak istedim..

Malzemeler:

7 adet milföy
sucuk
mantar
kaşar peyniri rendesi
1 yumurta sarısı
çörekotu

Yapılışı:

öncelikle mantarlarınızı kendi suyunu çekene kadar haşlayın,sonra yağda sucukla birlikte biraz kavurun(sucuk pişene kadar).
milföy hamurlarını şöyle elinizle biraz açın sonra da üçgen olucak şekilde ikiye bölün,yarı kısmına sucuklu karışımdan koyun,üçgen olucak şekilde kapatın.
hepsini bu şekilde yapıp tepsiye dizin,üzerlerinede yumurta sarısı sürüp fırına verin.
**not:mantar ve sucuk için miktar vermedim isteğe göre değişir..

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...