Etkinlik günceleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Etkinlik günceleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Temmuz 2013 Salı

İGLO ile EKS'de leziz yemekler!

Ramazandan önce IGLO için EKS mutfak akademisinde yemekler pişirdik.
Sağolsun Tijen Aktay ve akademi çalışanları tarafından çok güzel ağırlandık ve de güzel yemekler pişirdik.
Balık çok sevdiğim için yaptığımız her 2 çeşit balık benim için güzel bir lezzetti.Zeytinli milföyler ise benim gibi zeytine ve domates kurusuna düşkün biri için enteresan bir tattı ki ben onları çok beğendim.İrmikli tatlı ise bugüne kadar denemediğim tarzda bir tatlı oldu.

Domates Soslu Somon

 Patates Salatalı Çıtır Çipura
Alttaki fotoğrafta salatası,2 balığı yanyana koymuştuk.

 Vişne Soslu İrmik Tatlısı

Kuru Domatesli ve Taze Baharatlı Milföy

IGLO ve Tijen Aktay'a buradan bir kez daha teşekkür ediyorum..
Tabi ki beni haberdar edip gitmeme vesile olan  Papatya Prenses'e ise defaatle teşekkürler.

15 Nisan 2010 Perşembe

Karışık Meyveli Tek Kat Pasta


Bu güzelim bir sürü meyveli(benim için aslında tarifi bu:))pastayı geçtiğimiz günlerde komşularımıza hazırlanan kahvaltı için yaptım.Benim için hem pratik olucaktı hem de güzel.Birkaç arkadaşta da buna benzer tarifler görünce onlardan da yola çıkarak hazırladım.Tam istediğim meyveli tadı yakaladım.Komşularımız hemen tarif istediler hatta ayaküstü anlattımda ama tart jöle beni yarı yolda bıraktı biraz.Gene de izni olursa Narince'nin Jöleli Tatlılar etkinliğine doğru gönderiyorum.

Malzemeler:

3 yumurta
2 kahve fincanı şeker
3 kahve fincanı un
1 paket kabartma tozu
1 vanilya
1 kahve fincanı yoğurt

Kreması:

1 kilo süt
2,5 kahve fincanı şeker
2 kahve fincanı un
2 yumurta
2 vanilya

Meyveli üst kısmı

Frambuaz
Çilek
Muz
Kivi
Böğürtlen
Tart jöle
Su

Hazırlanışı:

1)Yumurta akı ile sarısını ayırın.Yumurtayı bir fiske tuz ile önce düşük derecede sonrada yüksek derecede kar gibi olana dek çırpın.Sarıları da şeker ile iyice çırpın.Ardından yumurta sarılarınıda akları ile karıştırıp birbirine kaırşmasını sağlayacak kadar çırpın.
2)Sonra yoğurdu,unu,kabartma tozunu ve vanilyayı sırayla ekleyerek çırpın.Yağlanmış bir dikdörtgen borcama dökün ve fırına verin.
3)Krema için tencereye sütü,şeker,yumurtayı,unu koyun ve önce bir çırpın yumurtaların karışmasını sağlayın.Orta ısıda karıştırarak pişirin.Piştikten sonra şöyle 5-6 dakika ilk kaynarlığının gitmesini bekleyin.
4)Pişen keki soğutun ve ardından kremanızı döküp soğumaya bırakın.
5)Doğranacak meyveleri doğradıktan sonra meyveleri güzelce bir kabta harmanlayın ve soğuyan pastanızın üzerine eşit bir şekilde dağıtın.Tart jöleyi de su ile hazırladıktan sonra üzerine güzelce gezdirin,soğumaya bırakın.
Notlar:
1)Tart jöle noktasında dikkatli hazırlayın.En azından benimki istediğim gibi olmadı.
2)Kremanızı kekin üzerine döktükten sonra muhakkak soğumasını bekleyin.

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Tamek yemek yarışması ve bir gezginin yetişememesi!

30'unda(Temmuzun) yola çıkmadan önce "Tamek yemek yarışması"Tamekle ilgili gelen bu teklif çok çok hoşuma gitmişti hatta ailece evde olmamamıza rağmen komşumuz Tuba sağolsun ona paketin gelebilmesini sağladık.Heyecanla görmek istiyordum ve de birşeyler yapmayı tasarlıyordum ama eve daha dün dönmem nedeniyle bir yemek yetiştiremedim.Bu paket için buradan Tamek ailesine ve buna vesile olan kişilere teşekkürlerimi iletiyorum.
Yaklaşık 15-16 gündür memleketimde dahil olmak üzere Doğu tarafını gezdik durduk 3 kardeş ve yemek yetiştirmek adına da umutluydum ama olmadı,bu geziden sebeple blogla ilgilenemedim ama inşAllah buradayım artık ve yaklaşan Ramazan hem güzel zamanlar hemde güzel tatlar hediey edicektir diey umuyorum ki Doğu güzel yemekleriyle biraz kilo meselesi getirdi gündemime:)

Tekrardan Tamek ailesine teşekkürlerimi dilerim bu şık ve güzel paket ve de incelikleri için.

Düzeltme:Öğrenilmiştir daha sürenin olduğu ve 2 çeşit yemek çıkarılmaya çalışılacaktır aynı zaman da Papatya'ya da duyurulur:))

24 Ocak 2009 Cumartesi

Yeni zamanlara yeni başlangıçları güzelliklerle yapmak..

Gönlümden geçen gibi yazacağım bugün hazırlık yok
ve vaktimde yok şu an masamda pazartesi günkü finallerim için notlarım beni bekliyor sonra ingilizce çalışmam lazım vs.vs.vs.
hayatımız böyle geçiyor işte bekleyenler+beklenenler+bekletilenler bir devir daim misali
halbuki sıkması lazım değil mi ama öyle olmuyor koştururken neyin ne olduğunu bazen farkedememekten aynısımıydı diyecek zamanlar kalmıyor buda güzel.. Burçakcığım güzel bir etkinlik düzenlemişti birçok kişinin bildiği gibi yeni zamanlarımıza merhaba derken hediyeleşmemizi ve biribirini tanımayan insanların birbirine karşı neler yapabileceğini gösterecek kadar güzel bir etkinlik işte onun aslında acemi üyesiyim ben hatta bu geç yayınlamamdan da belli oluyordur..
öncelikle özürler burçakcığım geç yayınlamam için ve bana çıkan kişinin şok etkisini de bu kadar çabuk veremediğim için!
halbuki bana Burçak çıkmış ve evde onun paketini görünce çok çok sevindim,harika birşeydi sonra birde o renkleri harika ve bana fazlasıyla uygun olan çift kişilik american servis ve kahve harikaydılar içine katılmış samimiyet ve sevgiyle,çifte kavrulmuş bir tat bıraktı ruhta..

yüreğine sağlık
böyle sıfır ego bulunan bir işe bahane olduğun için emeğine yüreğine ömrüne sağlık,bereket..
Allah razı olsun diyelim ve gelecek güzel günlerin umarım böyle güzel hatırlanır,gururun,kasavetin uğramadığı zamanlarla dolu olması dileğiyle çok çok teşekkürler!!!

23 Nisan 2008 Çarşamba

Mantarlı börek--Börek etkinliği/33

Evet bir sürü etkinlik oluyor kimine yetişebiliyorum kimine yetişemiyorum yada hiçbirşey yapamadığımdan katılamıyorum..
Ama bu etkinliğine son anda olsada katılmaktı niyetim ve sonunda sabah böreği yapabilince yetiştim.
Yalnız börek öyle beğenildiki yapıldığı gibi kahvaltı sofrasında bitti.

Evet gelelim etkinliğe ve böreğe öncelikle etkinliğin sahibi arkadaşımız Leziz’e kolaylıklar diliyorum ve sayesinde böyle güzel nefis bir etkinliğe katılabildiğim için ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum,son olarak eklemek istediğim bir şey var ilk gördüğümde aklıma bu tarif gelmişti ama son ana kadar vakit yoktu yapamayacak gibiydim ama kısmet oldu ve sabah yapabildim Leziz arkadaşımızın sayesinde oldu tekrardan teşekkürler sayende uzun zamandır yapmadığımız güzel bir tatla buluştuk..
Bu böreği birebir tarifi uymayabilir ama Oktay ustanın programında gördüm sanki diye hatırlıyorum ama emin değilim.
Eğer orda gördüysem hatrımda cevizde koyulduğuna dair bir şeyler var ama dediğim gibi emin değilim.
O zaman yaptığımda soğanlı mantarlı yapmıştım gene öyle yaptım ve aynı lezzet,nefisti ve ağabeymin böreği bitirmek için çabaları sayesinde hemen bitti börek.
Malzemeler:

3 yufka
2 su bardağı süt
Yarım su bardağı sıvıyağ
2 yumurta
1 yumurta sarısı(üzerine sürmek için)
Çörekotu

İç malzemesi:

Yarım kilo mantar
2 adet büyük boy soğan
Tuz
sıvıyağ

Yapılışı:

Öncelikle mantarları haşlayın kendi suyuyla mantarlar haşlandıktan sonrada soğanları doğrayın yemeklik doğrar gibi ama biraz irice olsun sonra sıvıyağda kavurun.
kavurduktan sonra mantarı ve tuzunu ekleyin 1-2 kere daha döndürüp mantarlada kavurun ve soğumaya bırakın.
sütü,yağı ve yumurtayı iyice çırpın yufkanızın birini tepsiye serin kenarları dışarı gelicek şekilde,sonra sütlü harcınızdan göz kararı her tarafına sürün.
2.yufkanın yarısını bir kata koyun ve gene sütlü harcınızdan sürün her kata bu şekilde eşit ölçüde sütlü harctan yedirin.(yufka büyüktü 1 yufkayla 2 kat oldu)
3.yufkaya geçmeden mantarınızı koyun ve 3 yufkayıda diğer yufka gibi paylaştırarak serin sütlü harcınızı da her kata eşit ölçüde yedirin.
En son kata gelince kenarlarda kalan yufkayıda kapatın üzerine böreğin,yumurta sarısına sütlü harcınızdan 3 çorba kaşığı ekleyip karıştırın öyle üzerine sürün ve fırına verin.

22 Mart 2008 Cumartesi

Çorbasız olmaz!--Çorba Etkinliği/32

Tam benlik bir etkinlik!

Demiştim bu etkinliği görünce bir sürü fikir gelmişti aklıma,bir yandanda nasıl olur diye düşündüm.
Öncelikle benim için süper bir etkinliğin sahibi olan Lama’ya teşekkürlerimi iletiyorum ve kolaylıklar diliyorum.

Açıkçası çorbalar genelde annemden sorulur ama genede onları fotoğraflamaya bile bazen vaktim olmuyor,unutuyorum yorgunluktan.
Yöresel bir çorbada niyetimde vardı ama bir türlü olmadı fotoğraflamam neyse başka sefere kısmet diyelim..

Ve bu 2 güzel çorbaya girizgah yapalım.
Açıkçası bir tanesi benim bir aralar yanına bile yanaşmak istemediğim(lezzeti güzel,mesafenin nedeni maydonozdu:)) ama şimdi yavaş yavaş ısındığım bir çeşit,diğeri ise annem(tarifi dergiden alıp)yaptığından beri favorim.
Açıkçası o dergiden bir sürü tarif dikkatimi çekti ama bu çorba gözümden kaçmış.
Neyse Sözü uzatmadan tariflere geçeyim hemen..
Ispanak sapı çorbası:

Malzemeler:

Yarım kilo ıspanak sapı
2 adet patates
2 adet havuç
1 adet kuru soğan
1 çorba kaşığı salça
1 çorba kaşığı margarin(annem tereyağ kullanmış)
4-5 su bardağı sıcak su
1 adet limonun suyu
4 adet sarımsak
Tuz,nane

Yapılışı:

Ispanak saplarını iyice yıkayıp ince ince kıyın.
Patates ve havusu temizleyip,küp küp doğrayın.
Soğanı doğrayıp,bir tencerede salça ve margarinle beraber kavurun.
Üzerine doğranmış patates ve havucu ekleyin.
Hemen ardından 4-5 bardak sıcak su katıp,5 dakika sabzeleri haşlayın.
Tuzunu ayarlayın.
Sonrasında ıspanak saplarını ekleyip,10 dakika daha pişmeye bırakın.
Servis yapmadan önce,sarımsağı dövüp limon suyu ve nane ile karıştırın ve çorbaya ilave edin.Sıcak servis yapın.

**ıspanak sapı çorbası tarifi,sofra dergisinden alınmıştır.
Maydonoz çorbası:

Malzemeler:

2 bağ maydonoz
Bir adet soğan
1 çay bardağı bulgur
2 kaşık tereyağı
Sıvıyağ
1 Limon
Pulbiber
Tuz
su

Yapılışı:

Soğanı yağla kavurun.
Pembeleşince biberi de atın,sonra istediğiniz ölçüde(annemin deyimiyle göz kararı)suyu koyun.
Su kaynadıktan sonra doğranmış maydonozunuzu de ekleyin,maydonoz piştikten sonra bulgurunuzu da içine atın.
Bulgurla birlikte 1-2 taşım kaynattıktan sonra tuzunuzu ve limon suyunuzu ekleyin.
Bir taşım daha kaynatıp ocaktan alın.

Not:kemik suyuylada yapılabiliyormuş,annemin tavsiyesi.

10 Mart 2008 Pazartesi

Urfa biberli+Mahlepli poğaça/Çay saati 18

Poğaçanın yayını için yazıyı önceden hazırlamıştım(malum vakit yokluğu)sonra arada çay saati etkinliği daveti geldi sevgili Ayşegülden sağolsun.Ayşegülcüm sana kolay gelsin,davetin için çok teşekkürler tekrardan.
Balkona gittim patates almaya sabahta erkenden uyanmışım ders çalışmış vakit ayarlamışım patatesli omlete,balkona bir gittimki 4-5 tane ufak patates kalmış yani omlete veda.
Omlet yapmadan önce şöyle küçük bir tepsi poğaça olsa demiştim ama bırak Zeynep omlet yap zaman kaybetme dedim ama omlette yapamayınca geldim mutfağa hemen karıştırma kabını çıkardım dolabı açtım ne yapsam.
Annemin mayalı poğaçasına ne vakit var nede evde süt kalmış ee ne yapsam derken yoğurdu hemen çıkardım sonra içine biber,mahlep,yumurta ve birkaç şey daha derken bu güzelim poğaçalar oldu gene karıştırdık bir şeyler.
Aslında bu poğaçayı yapmamın esas nedeni anneannemken o ise poğaçalar pişerken fonda “ne gerek vardı şimdi kahvaltılıkta yeterdi”diyordu.
Canı sağolsun mis gibi yedik,eğlenceli güzel bir cumartesi kabımıza bıraktık oda yeter..


Urfa biberli+Mahlepli poğaça

Malzemeler:

1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı yoğurt
1 tatlı kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı şeker
2 tatlı kaşığı urfa biberi
2 tatlı kaşığı mahlep
2 yumurta(birinin sarısı üzerine)
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

İç malzemesi:

Peynir ve maydonoz

Yapılışı:

Un hariç bütün malzemeleri önce bir karıştırın,sonra yavaş yavaş unu da ekleyin ve yoğurun.
kıvamına gelincede ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizde düzleştirin sonrada arasına peynirli harcınızdan koyun ve kapatın.
Üzerinede yumurta sarısı sürüp çörekotuyla süsleyin(hatta biberlede süslenebilir içine bir tatlı kaşığı konur o zamanda,nasıl isterseniz yani acıya dayanıklılıkla ilgili ya birazda)ve önceden ısıtılmış fırına verin.

1 Mart 2008 Cumartesi

Frambuaz+beyaz çikolata+ahududulu-çilekli pasta/Çay Saati--16


Biliyorum uzun bir isim oldu ama ne yapayım belli bir tarife göre değilde kendi karışımlarıma binaen yaptım pasta keki ise yengemin yıllar önce bana verdiği tarif hala şaşmadım aynı tarifteyim:)
Amma velakin asıl önemlisi bu haftaki çay saati etkinliğine devat edilmem Papatya68’in evsahipliğinde ve benide sağolsun davet etmiş buradan çok ama çok teşekkür ediyorum daveti için ve kolaylıklar diliyorum.

Malzemeler:

Keki için:

6 yumurta
6 kahve fincanı şeker
5,5 kahve fincanı un
3 vanilya

Ara kreması:

3 su bardağı süt
3 çorba kaşığı un
1,5 çay bardağı şeker
1 su bardağı beyaz çikolata(ben beyaz damla çikolata kullandım)
Arasına frambuaz


Keki ıslatmak için:

Su
Süt ve ahududu reçeli
Miktar vermiyorum göz kararı,nasıl isterseniz.

Üst kreması:

1 paket dr.oetker ahududulu-çilekli pasta kreması
Süslemek için şekerler

Yapılışı:

Yumurta ve şekeri iyice çırpın(krema kıvamına)hafif beyazlaşana kadar,sonra unu ve vanilyaları ekleyin ve iyice karışınca ortalama bir pasta ebadına denk düşen ister kelepçeli kalıp ister küçük tepsiye dökün ve fırına verin.
Ara keması içinde sütü,unu,şekeri karıştırın ve ocağa koyun kaynamaya başlayınca bir iki taşım kaynatın ocaktan alın şöyle 5-10 dakika kadar biraz ılınmaya bırakın sonrada çikolataları ekleyip mikserle karıştırın ve(tam bir soğuma değilde hafif ılık olabilir)soğumaya bırakın.
Bu arada pişen keki fırından alın ortasından(ılıkken)ikiye bölün sonrada ıslatmak için sütü,suyu ve reçeli karıştırıp iki parçaya pay edin.
ılınmaya bıraktığımız kremayı kekin alt tabanına çoğunu yayın,frambuazları koyun ve kremadan biraz ayrıdığınızıda üstünüze kapatacağınız kısmına sürün ve diğerinin üstüne kapatın.
Pasta kremasınıda paketin üzerindekine göre hazırlayıp güzelce pastanızın her tarafına sıvayın ve istediğiniz şekerlemelerle yada sadece şanti torbasıyla istediğiniz şekillerde süsleyin.

18 Şubat 2008 Pazartesi

Nimetlerin Baştacı-Ekmek Poğaça

Öncelikle girizgahı özürle açıyorum..
Soframız”ın sahibi Hale adlı arkadaşımızdan çok ama çok özür dilerim tarifi geciktirdiğim için.Çünkü dikkatsizliğimden oldu ben ayın sonu sandım "Bayat Ekmekler"etkinliğini diğerleri gibi,okumuşsamda o an unutmuşum tarihini ve zaman var sandım sağolsun bana gönderdiği maille hatırlattı.
Hatırlattığın için çok ama çok teşekkürler ve tekrardan özürler..

Gelelim bu baş tacı etkinliğe evet sayfada logosunun üstünede yazdım “nimetlerin baş tacı”olan ekmek gerçekten özel bir nimet herkesin kendi yöresine has özel ekmekleri var çeşitleri var say say bitmez yani ekmek hamuru gibi ekmeğin üzerine yazılacak bir yazının hamuruda çok su götürür:)
Ben ise bir gün aklıma gene bir şeyler geldi acabalar derken bu güzel baş tacından bir şeyler yapmaya çalıştım umarım sizlerde tadanlar kadar beğenirsiniz..

Şimdi tarife gelirsek “ekmek poğaça”dersem ne dersiniz?
İlk yayınladım resmini şu sofra resmiyle birlikte herkes tarifi merak ediyordu ve sonunda bu güzel görüntünün tarifi geldi merak edenlere duyurulur..
İlk tepkileri belirteyim kısaca abime verdim sence ne var içinde dedim değişik dedi un yok dedi,kardeşim parçağa(yöresel yemeğimiz)benziyor tadı dedi,anneannem bunda etmi var demiş,sonra görüntüsünü şirin bulanlar ve dayımın oğlu bile yedi çok beğendi biraz yemek seçer ama ondanda not aldık e tabi annemdende geçer not aldık hatta annemle daha değişik hallerinide deniyeceğiz.
Birde tarife geçmeden ufak bir not iletmek istiyorum bu tarifte oynamalar yapıcaktık 1-2 deneme daha yapıcaktık ama benim vakitsizliğim nedeniyle olmadı ben parantez içine yanlarına ufak önerileri vermeye çalışacağım.
Malzemeler:

3 su bardağı bayat ekmek için(iyice ufalanmış-fırınlanmış)(ben 5 su bardağıyla yapmıştım fazla oldu 3’le daha iyi olur)
1 su bardağı ılık süt
Yarım su bardağı eritilmiş tereyağı
2 su bardağı rendelenmiş peynir
2 yumurta

Süslemek için:

Çörekotu
Susam
Doğranmış zeytin
Haşhaş


Yapılışı:

Ekmeklerinizi yoğurma kabınıza alın üzerlerine sırasıyla malzemeleri koyup iyice yoğurun-burada bir parantez açmak istiyorum annemle bir dahaki denememizde biraz ıslatıp bekletmeyi düşünüyorduk sizde ister sütüyle isterseniz az bir suyla ekmeğinizi biraz ıslatıp ta yoğurma işlemine geçebilirsiniz nasıl arzu ederseniz-sonra ceviz büyüklüğünde parçalar yapıp yuvarlayın.yuvarladığınız ekmek-poğaçaları fırın tepsinize dizin üzerlerine yumurta sarısı sürüp istediğiniz süsle süslemeler yapın ve fırına verin.
bu arada sonunda hamurdan biraz büyükçe parça ayırdım onada ufak bir ekmek şekli verdim üzerinide biraz süsleyince oda çok cazip bir görüntü oldu.
Açıkçası süslemek için yazdıklarım şart değil evde ne varsa onlarlada değişik süslmeler yapabilirsiniz.

**açıkçası ben ismine ekmek poğaça dedim ama değişik önerileri olan varsa beklerim.

17 Şubat 2008 Pazar

Limon Kabuklu kek--Çay saati etkinliği/14

Bu arada “defneyle”blogunun sahibi Defnenin güzel davetiyle günlerdir bir türlü yayınlayamadığım keke sıra geldi sonunda.
Defneciğim davetinden çok memnun kaldım sana güzel lezzetlerle kolay gelsin diyorum..

Aslında bu kek olaylı kek desekte olurdu.
Bu keki geçtiğimiz haftalarda birgün anneannemdeyken yaptım,açıkçası anneannemin mutfağındaki kalın kabuklu limonlardır teşvikçilerim.
Çünkü artık son yıllarda limonların kabukları kabuk değilde sanki plastikten bir madde.
Anneannem nerden almışsa artık limonlar hem mis gibi kokuyor hemde kalın kabuklu harikalardı teyzeme dedim ben bunlardan kek yapayım sonra ders arasında geçtim mutfağa başladım kek yapmaya hemde eski usul miksersiz yaptım.
Açıkçası un pütürlenirmi dedim bir an ama baktım hiçte öyle olmadı sadece biraz yumurtaları çırparken kolumun hamlaşmış olduğunu hissettim.
Şimdi olaylı olmasına gelirsek teyzem yaparken bir sürü şey eklemeye çalıştı ben hayır dedim bu ‘limonlu kek’olucak bu seferde piştikten sonra ben fotoğraflarken müdahele etti,mandalinalarla bir şeyler yapmaya çalıştı yok kivi nasıl olurdu gibi bir sürü sözcük sıralarken mandalina kısmında durdurabildim mandalinalı pozların çekimi benden poz veriş halide teyzemden:)

bu teyzemin süslenmiş şirine olmuş limonlu keki
buda benim sade haliyle fotoğrafladığımdan..
Malzemeler:

3 yumurta
2 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
Ve 2 limon kabuğu rendesi

Süslemek için:
Bir sürü fikirler sunan bir adet teyze

Yapılışı:

Yumurtayla şekerleri iyice çırpın beyaz köpük hale gelene kadar,sonra sütü ve yağı ekleyip biraz karıştırın.unu ve kabartma tozunu ekleyin güzelce unu yedirin ve son olarakta rendelediğiniz limon kabuklarını da ekleyip teyzenizin herhangi bir karışımına maruz kalmadan hemen fırına verin.
O gün bize güzel bir tad bıraktı damağımızda sizlerede aynı lezzeti bırakabilmesi dileğiyle..

29 Ocak 2008 Salı

Geleneksel Tatlılar--Sahrap'ın Lor tatlısı

Logosu tatlı,içeriği tatlı,sahibi hepsinden tatlı bir etkinlikteyiz bu ayda.
Açıkçası ilk gördüm"Geleneksel Tatlılar"etkinliğini çok hoşuma gitti her şeyiyle,bir sürü fikir oluştu zihnimde ama vakitsizlik ve evdeki hesap çarşıya uymaz deyiminin bugünlerde hayatıma yansıması nedeniyle kaldı.
Salihanın izniyle arşivden bir tatlıyla katılıyorum.
Kısmet bu güzel lezzetin 2. kez görücüye çıkmasınaymış, açıkçası iyide olmuş çünkü çok ama çok güzel bir tatlıdır kendisi:)
Hafif hanımeller tadını veriyor fırından çıkarttığınız ilk an hem kokusuyla hemde kurabiye niyetine yerseniz tadıyla ama sonraki halide enfes..
Sözü daha fazla uzatmadan binbirçeşni aşmız Salihaya ve bizi buluşturacağı nefis tatlara bırakıyorum birde kolaylıklar diliyorum.

25 Aralık 2007 Salı

İçli Truff---En en tatlı etkinlik:)

Sahibinin tatlılığıyla hazırlanan bir etkinlik bu sefer misafir olduğumuzda.
Sevgili Burçin'in"en tatlı hediyeler etkinliği"enlerden giden bir etkinlik,blogundada bahsettiği gibi.
En tatlı kurabiyeler,kekler,pastalar,tatlılar,çikolatalar ve şekerlemeler.
Burçincim öncelikle benide bu tatlı etkinliğe kabul ettiğin için teşekkürlerimi iletip kolay gelsin diyorum sana.

Ben de açıkçası kararsızdım hangi enle katılsam:)
ahududu reçelli kurabiyeylemi yoksa bayramda hazırladığım trufflarlamı.
Geçtiğimiz günlerde haftasonu bir araya geldiğimiz arkadaşlarımada truff yapıp götürmüştüm ısrarla onlarda tarif isterken truff ağır basar oldu.
Burçincim izninle bu sebepten bende trufflarda karar kıldım.
Ama truff’ların hazırlık aşamasındakileri anlatmadan olmaz:)

Gece olmuş 2 arefe gününün 2 si birde bu yani:)
Ben mutfaktayım derste çalışmam lazım,sabaha anneanneme kahvaltıyada poğaça yapmak lazım eee mutfakta bir sürü iş var bir yandan tatlının şerbeti bir yandan bayramın 1.günü gideceğimiz ziyaret için truff yapmaktaki kararlılığım derken ben 00:50 gibi işlere koyulmuştum ve dedimki bu gidişle bu kadar iş varken ben ancak 4 e doğru uyurum içimdende dua ediyorum Allahım yardım et çabuk bitsin bu işler:)
Ben böyle derken bir baktımki saat 2:15 te benim bütün işim bitmişti o arada trufflar için baktım buzluktada kek yok eee sabah market açık olurmu derken kek bile yaptım:)
Rabbim duamı kabul eyledi ve bütün işlerim hemen bitti,mutfağın ışığını kapattığımda huzurlu bir şekilde odama geçebilecektim,her şey hallolmuştu şükür!

Not:birde içlerinin görüntüsünü çekemedim herkesten özür diliyorum,bir türlü mümkün olmadı telaştan. İçli truff

Malzemeler:

200-250 gr. Sütlü kuvertür
1 paket krema
3 dilim kakaolu kek

İçine:

Tane fındık
Beyaz damla çikolata

Üzeri için:

Hindistan cevizi
File antep fıstık
Beyaz damla çikolata

Yapılışı:

Kremayı tencereye alın(ben içi derin ufak boydaki bir tencerede yaptım)şöyle bir kere fokurdadığı an ocaktan alın.
İçine doğradığınız-parçaladığınız çikolataları koyun ve iyice eriyene kadar karıştırın.
Sonra dolaba koyun ve takriben 7-8 saat sonra dolaptan alın içine ufaladığınız kekleri atın iyice karıştırın,tatlı kaşığıyla toplar alıp elinizde yuvarlayın.
İçli köfte yapar gibi içini oyup içine fındık koyun,kimisine de damla çikolata koyun.
Ve zevkinize göre istediğinizle süsleyebilirsiniz üzerini.
Benim yaptıklarımda üzeri file fıstıklı olanlarda fındık var,hindistancevizli olanlarda damla çikolata var,fotoğrafta olan üzeri damla çikolatalı olanlar ise boş onlarda içsiz:)
Umarım beğenirsiniz,herkese en güzelinden hayırlı seneler diliyorum şimdiden.

Not:hazır truff tarifi yayınlamışken bir dipnot daha ekliyorum izninizle,ilk truff yapıcağım zamanlarda bir sürü tarif baktım blog arkadaşlarımdan ve bir sürü sayfadan,az çok herkesin verdiği tarifler yakındı birbirine bende kendimce birşeyler yaptım,hepinize teşekkürlerimi sunar hakkınızı helal edin derim.

22 Aralık 2007 Cumartesi

Yoğun Fındıklı Kurabiye


Sevgili Ayşe'nin 8.porselen demlik çay saati etkinliğine hangi tarifle katılsam diye düşünürken arşivde resimlere bakıyordum,makinede olan resimlere baktım sonra( kardeşim isim sahibi:) )bu yoğun fındıklı kurabiyede karar kıldım.
Bu kurabiye benim gene bir şeyler olmalı,ıhlamurun yanında şöyle hafif bir tat olmalı gibi sözcüklerimin arasında çıktı ee fena da olmadı,yanlız şekeri biraz az oldu ama gerçekten fındığın yoğunluğu nefisti ayıptır söylemesi:)
isme gelince kardeşime nasıl olmuş buda benim karışımlardan deyince yoğun fındıklı bir tat dedi ve beğendiğini söyledi.
Ayşeye-ikizlerin annesine bu etkinliğe benide davet ettiği için çok teşekkür ediyorum ve kolay gelsin diyorum.
Malzemeler:

yarım paket margarin
3 çorba kaşığı süt
5 çorba kaşığı pudra şekeri(ben 3 koydum az geldi,5 tam olur)
1 su bardağı dövülmüş fındık
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
un(aldığı kadar)
Yapılışı:

margarin klasik deyimle oda sıcaklığında olsun:)
sonra diğer malzemeleri(un hariç)iyice bir karıştırın-yoğurun.
sonra azar azar unu ekleyin klasik kurabiye kıvamına gelince yuvarlayıp fırın tepsisine dizin ve fırına verin.
afiyetler olsun sıcacık çayınızın yada benim gibi ıhlamurunuzun yanında:)

18 Aralık 2007 Salı

Fırın Sütlaç-Sütlaç etkinliği

Açıkçası niyetim sütlaçla katılmaktı etkinliğe ama o kadar yoğunum ki fırsat bulsam ne ala:)
bu yüzden arşivden-blogumun ilklerinden olan Fırın Sütlaç'la katılabildim.
ee bu kadar yoğunlukta katılmasam neden olmaz derseniz sütlaç benim çocukluk lezzetlerimden ve benim için çok ama çok önemli tatlardan.
sütlaç açıkçası küçümser demeyelim ama basite alınan bir tatlı gibi gösteriliyor kimi zaman
daha zahmetli daha zor olanlarla kıyas yapılıyor halbuki her bir nimetin ayrı bir lezzeti var ve herkesin güzel emeği var.
ve tabiki sütlaçın ayrı bir lezzeti var (bence tabi) her yediğimde bir 2. sini yememek için zorda tutabiliyorum kendimi bazen tutamıyorumda kaçıyor ipin ucu kaçıyor:)))
bu etkinlik harika olmuş hakikaten,etkinlik sahibimiz Selda'nında dediği gibi herkesin farklı bir tarzı vardır bu şekilde hepsinden haberdar oluyoruz ne güzel.
Seldacım sana çok ama çok teşekkürler bu güzel etkinlik için,aynı zamanda kusuruma bakma arşivimin-blogumun ilklerinden olan Fırın Sütlaç'la katıldığım için.

13 Aralık 2007 Perşembe

Zeytinyağlılar Etkinliği-Kuşüzümlü Zeytinyağlı Pırasa ve Yer Elması

Yıllar önce ben çocukken dayımlarda kahvaltıdayız yumurta salatasına Zeytinyağı koymuşlardı yememiştim bu kokuyor diye. birkaç zaman sonra annem arkadaşına Zeytinyağı getirtmişti baktım annem salataya koymuş yiyemiyorum kokuyor bu ne böyle benimkine koymayın dedim:)
Evvel zaman içinde gider gelirken ömrümüz,bakarımki ben Zeytinyağsız salata yiyemez olmuşum bana o salata,salata gibi değilde tatsız tuzsuz bir şey olmuş…
Dahada önemlisi birgün hayalim Zeytin ağacı yetiştirmek o ağaçların yanıbaşında-dibinde yaşlanabilmek…
Yaa işte böyle zeytine dair baya bir sözcük çıkabilir devam edersem o yüzden Aysel ablanın mis gibi zeytin kokulu etkinliğine girizgahı kısa tutalım ve ona çok ama çok teşekkür edelim.
Aysel ablanın ve bu etkinliğe emeği geçen geçemeyen herkesin ellerine-yüreğine sağlık deyip sözü şu güzel nimetlere bağlayalım…
Etkinliğe benimde nacizane katkım 2 yemekle ki bu pırasanın benim için anısıda var birgün anlatırım inşAllah…Kuşüzümlü Zeytinyağlı Pırasa

Malzemeler:

1 kilo pırasa
2 havuç
Yarım çay bardağı pirinç
1 çay bardağı zeytinyağı
Tuz
1 tatlı kaşığı Şeker
Yarım çay bardağından biraz fazla kuşüzümü
4 diş sarımsak

Yapılışı:

Zeytinyağla,havucu az bir suyla 10-15 dakika kadar pişirin.
Sonra doğranmış pırasalarınızı,minik minik doğranan sarımsakları,tuzunu ve şekerini ekleyin.
Sonra bir iki kaynama gelince pirincide üzerine gezdirirek ekleyin ve bir kere karıştırıp kısık ateşte bırakın ağır ağır pişsin.
Artık pişmesinin son aşamasında ise kuş üzümlerini üzerine gezdirip ağzını kapatın,takriben 2-3 dakika daha ocakta durduktan sonra kapatın ocağı.
Yer Elması

Malzemeler:

Yarım kilo yer elması
1 tane havuç
Yarım çay bardağı zeytinyağı
Yarım çay bardağı pirinç
3 diş sarımsak
Yarım tatlı kaşığı şeker
Tuz
Dereotu
su

Yapılışı:

Öncelikle pırasadaki gibi havucu ve zeytinyağını suyla pişirin(yer elması çabuk piştiği için iyice pişmesi gerekiyormuş,annem öyle söyledi:)).
Sonra doğranmış yer elmalarınızı da ekleyin tencereye ve ardından doğranmış sarımsağı,tuzu vede şekeride ekleyin kısık ateşte pişsin.
Yemek pişerken pirincide ayrı bir yerde haşlayın sonra yemek pişince haşlanan pirincide üzerine gezdirin ve bir kere güzelce karıştırın(fazla karıştırırsanız çabuk dağılırlar).
En sonra yemeğin altını kapatıp ince ince kıyılmış dereotunuzu üzerine gezdirin ve kapağını kapatın.
Herkese afiyetler olsun.
Anneciğimin bir diyeceğide var,iki yemeğede limonu yerken sıkılıcakmış:)


Herkese afiyetler olsun...

1 Aralık 2007 Cumartesi

Sosisli Kurabiye

5.Porselen Demlik Çay Tarifleri Etkinliği'ne katılmayı sordum Nurcan'a,son günlerde birşeyler yapamasamda hatta arşivimden birşeyler olurmu bile dedim:)
sağolsun olur tabiki dedi ve benide çay kokulu etkinliğine kattı.




Tuzlu kurabiye olmalı bu hafta çok elmalı pasta yapıldı yeter tatlı,bir sürü ders arasında birde kurabiyemi yapacağım diye diye kendi kendime söylenip durdum:)
Sonra dışarı çıkartılan margarin beklemeye bırakıldı ve gene ders başına geçildi ama zihnim boş durmuyor ne yapmalı ne yapmalı normal tuzlu istemiyorum,hayır çatalda olmaz,hayır poğaçada olmaz.
içli bir şeyler olsa derken buzluktaki sosisler setin üzerine çıkartılmuş kendimi rende ararken buldum:)
hatta annem rendelenmiş sosisleri gördü bunlar nedir dedi,bende neye benziyor sence dedim sosis sanki ama niye rendelenmiş diye sordu
karışım peşindeyim diye cevabladım ,annem alışkın bana zaten sağolsun:)
Sözün özü dersek gene bir buluş ve beğeniler güzel,o kadar çok kişiye kısmet olduki az oldu diye gözüm korkarken bir sürü insanın tatması gönlümü ferahlattı..
Bir tek benim deneme uzmanım canım abicim deneyemedi onada telefonda anlattım durdum,geldiği ilk seferde onada yapılacak inşAllah:)

Sosisli kurabiye

Malzemeler:

Yarım paket margarin
1 çay bardağı sıvıyağ
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
1 yumurta
3 adet rendelenmiş sosis
1 paket kabartma tozu
1-2 damla limon suyu
Aldığı kadar un

Yapılışı:


Yumuşamış Margarini ve un dışındaki bütün malzemeleri bir karıştırın sonrada ununu azar azar ekleyin.
Hamurunuz yumuşak bir kıvama gelince ister merdaneyle açıp kalıplarla şekil verin isterseniz yuvarlayıp hafif elinizle bastırıp yassılaştırın ve üzerine yumurta sarısı sürüp çörekotu serpin ve fırına verin.
Afiyet olsun.


not:bu arada sosisler ufak boydu ama bir dahakine yaptığımda ufak boy olursa 5 taneyle yapacağım.sizde yaptığınızda büyük boysa 3,ufak sosisse 5 kullanabilirsiniz.birde limon suyunu eklemeyi unutmuşum,kaç gündürde yazayım dedim kısmet olmadı özür dilerim herkesten.

24 Kasım 2007 Cumartesi

Çilek jöleli bisküvili pasta-Kaynana Çatlatan Tarifler Etkinliği

Bugün başta bir tanecik abim ve benim tatlımı tatlı seslerini her duyduğumda mutlu olduğum öğretmen arkadaşlarımın Öğretmenler Günü'nü kutlarım.

Lalecik’in çatlatma operasyonlu etkinliğine
katılamam diye üzülmüştüm,ama sonra bu buluşmu desem uydurmamı desem tarifim imdada yetişti.
Geçenler de gecikmiş sünnet yemeğindeki beni hüsrana uğratan pastayla cebelleşirken bu pasta ortaya çıktı.
Aslında o pastanın üzerine jöleli çilek olucaktı ama olamadı,bir sürü pürüz çıktı nişastası fazla geldi çilekler’e ısı yaramadı derken ben o karışımı kenara koydum.
Sonra baktım tadı çok güzel bunlar bir pasta olabilir derken bu güzellik ortaya çıktı:)


Çilek jöleli bisküvili pasta

Bir kilo çilek
Şeker
Nişasta
Su
(İsterseniz hazır çilekli jöle kullanabilirsiniz )
Bir paket pötibör bisküvi
1 poşet krem şanti
1 su bardağı süt


Çilekleri dörde bölebilirsiniz,yarıyada bölebilirsiniz ebatlarına göre istediğiniz gibi yapabilirsiniz,isterseniz bütün şekildede koyabilirisiniz.
nişasta,su,şekerle hazırlanan jöleyle çilekleri pişirin sonra kelepçeli kalıba dökün sonrada rondoda un haline getirdiğiniz bisküviyide üzerine koyun ve soğutun.
Soğuduktan sonra sütle hazır hale getirdiğimiz şantinizi üzerine dökün dolabta bir gece bekletin.
Ertesi gün ise afiyet olsun:)
not:dünkü haberden sonra yayınlamak içimden gelmiyordu ama zorunluluk,Allah'tan yazısını bile önceden yazmıştım...

13 Kasım 2007 Salı

Ye#28 Geleneksel Kış Hazırlıkları-Sulu Domates ve Ev Yapımı Biber(köy biberi)

Mahzun Prensesten Sıcak bir etkinlik:)
çünkü bu etkinlik insana eski günlerin sıcaklığını hatırlatıyor(en azından bana onu hatırlattı)kaloriferin hayatımızı işgal etmediği günlere,sobanın sıcaklığının olduğu zamanlara götürdü.
evet kalorifer rahat ama o günlerin,o çıtır çıtır yanan sobanın lezzetide başkaydı.
bu etkinliği görünce hem bunlar hem kışı hatırlatması(ben soğuk havaları daha çok tercih ederimde)benim çok hoşuma gitti.
bizim evdeki kış hazırlıkları tam tamamlanmasada bir iki şey buldum ve nacizane katılmaya çalıştım bu ilk etkinliğime.
Evet böyle güzel bir yanıda var bu benim ilk etkinliğimde:)
inşAllah beğenirsiniz...
Sulu domates:
Domatesinizi ve birkaç tane kırmızı biberinizi rondodan geçirdikten sonra tencerinize alıp ocağa koyun.içine bir iki tane sivri biber doğrayın ufak ufak onlarıda atın,az tuz ekleyin.domatesiniz iyice pişince ocaktan alıp kavanozlarınıza veya cam şişelerinize boşaltın sıcakken ağzını sıkıca kapatın.



 Ev yapımı biber(köy biberi):
 Arnavut biberinizi alın yıkayın ve bir örtünün üzerine güzelce yayın bir gece bekletin iyice kurusun nemliliği gitsin,sonrada güneşe kurutmaya bırakın(yada çok acı olan sivri biberde olabilir ama Arnavut biberinin acısı çok güzeldir)güneşte iyice kırmızılaşıp kupkuru olunca rondoda kıyın(bezden dikilmiş torbalar vardır onlar da dövebilirsinizde)ama çok çok dikkat edin ve açık havada yapmaya çalışın çünkü fena hapşırık yapıyor acıdan yanıyor insan.bu biberin yemeklerdeki lezzeti harikadır.

Not:köy usulüyle yapıldığı için bizim ailede köy biberi denir.

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...