30 Eylül 2008 Salı

Çocuk sevinciyle bir bayram dilerim..


Bir Ramazanıda hayırlısıyla geçirdik inşAllah,ağız tadıyla bir bayramıda yaşamayı ve gelecek Ramazanları karşılayabilecek ömrü nasib eylesin Allah..
Her daim,bayramları ayakkabısı başucunda uyuyan bir çocuk sevinciyle karşılamamız,eksilmeyecek heyecanla bayramı bayram eylememiz dileğiyle hayırlı bayramlar ola..

Bayramımız Mübarek Olsun..

28 Eylül 2008 Pazar

Fındıklı tatlı ve Ebelemece

çarşamba günü anneannemdeki iftara gecikmeli gittim trafikte kalmak malum,bu yüzden de iftar sofrasına oturamadım anneannemin kalabalık arkadaş grubuyla.
sonra kısmet çayda birlikte oturmakmış çayda bu nefis tatlılar eşliğindeydi,sonra ben daha tatmadan baktım aa çok güzel diyenler bir tane daha alayım diyenler hatta bir tanesi-hep diyet yapanda birisiyken-3 tane yedi o kadar beğenildi yani,hatta anneanneler bayram için onlara bu tatlıyı yapmamı istediler.
bu tatlıyı yapan benim çocukluk arkadaşımın annesi,annemin çok çok yakın arkadaşı,becerisi konusunda kelimelerle iyi bir cümle kuramayacağımı düşündüğüm lezzet ustası,elinde öyle bir şey var ki çocukluğumdan beri onun yaptıkları ayrı bir yerde ne yapsa yerim yani:)
Emine teyze sen yap lezzetleri biz yiyelim,fotoğraflayalım..
:)Fındıklı Tatlı

Malzemeler:

2 su bardağı sıvıyağ
2 su bardağı iri dövülmüş fındık
1 su bardağı su
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Şerbeti için:

3 su bardağı şeker
3 su bardağı su

Hazırlanışı:

Hamur malzemelerini unu eklemeden biraz birbirine karıştırıp azar azar unu ekleyin yumuşak bir kıvama gelince elinizde yuvarlayarak top şekli verip tepsiye dizin.
Bu şekilde bütün hepsini yaptıktan sonra fırına verin.
Tatlı soğuk,soğuk şerbet ılık olacak.



Bu arada biraz gecikmeli oldu ama sevgili Aysultan beni ebe sobe zincirine katmış hemde çifte ebe sobe sağolsun,gecikmeli cevablarımı elimden geldiğince vermiş olurum inşAllah..

1.Ebe Sobe:Kadınlar ne ister?

Açıkçası buna çizgileri belli bir cevab veremem çünkü istekler sıralanabilir ve değişebilir kişiye göre ama belli başlı kısımdan gidersek.
*Saygı görmek ister
*ilgi alakayı her zaman erkeklere göre daha fazla ister(hatta bu akşam arkadaşımla konusunu bile yaptık bunun)
*genelleme yaparsak daha hassas ve kırılgan oldukları için olaylara her zaman daha farklı bakarlar ve bu yüzden anlaşılmayı beklerler..
yalnız böyle uzayıp giden birbirine yakın cümleler saymak yerine şöylede noktalayabiliriz,insan olduğunu gösteren ona insan gibi davranan kişi bir kadını her zaman mutlu eder,aslında bir kadını mutlu etmek zor değildir yaşadığımız coğrafyada hiçbir zaman gereken değeri göremediği için kadınlar sanılırki çok şey istiyor erkek söylentileriyle,halbuki kadınlara gerçekten gereken değeri vermek demek böyle bir sorunun bile belki geçmişe karışması demektir kimbilir..
2.Ebe Sobe:
İsminiz?
Zeynep
Nerelisiniz?
Doğma büyüme istanbul,aslen Elazizli.
Yaşadığınız yer?
İstanbul
Mesleğiniz?
Öğrenci
Hobileriniz?
Bu sorunun ne anlama geldiğini bir türlü çözemeyen biri olarak şöyle cevablayayayım.
Hobi dedikleri bizim yapmaktan keyif aldıklarımız ise içini açarsam uzar gider bu yüzden derim ki beni mutlu eden yapmaktan keyif aldığım herşeyi hobi sayın.
:)
Evlimisiniz?
Hayır
En sevdiğiniz yemek?
Ayrım yapamayacğım açıkçası bazı lezzetler var sadece öncelikli saydığım ama herbirini yerim ayıramam.
En sevdiğiniz tatlı?
Bugün okuduğum bir yazıda baklava için aristokrat bir tatlı diyordu eee öyle bir deyimi varsa bencede öyle benim enlerimden,sütlü tatlılar ise genel olarak en grubunda.
Nerelere gitmek istersiniz?
Dünya kazan olsun ben onun kepçesi içinde karıştırmadığım hiçbir zerre kalmasın derdim..
ebe sobeyi burda noktalarken bende bu Ebelemece oyununu Ab-ı Hayat diyerek isminin anlamına dikkat etmemizi sağlayan Haticeye ve Hayatımızın binbir çeşni olduğunu farkeden ve göstermeye çalışan Salihaya bırakıyorum şimdi top onlarda bakalım.

21 Eylül 2008 Pazar

Sene-i Devriye..

Blog güncemizde tatlı-tuzlu-acılı tatlarla,lezzetlerle bir sene için daha çentik attık zaman tahtasına..

16 Eylül 2008 Salı

Revani

2 ayrı olay bir araya nasıl gelir derken geldi bile.dün bugüne kadar hiç olmamış bir olayın olması ve bugün gideceğimiz iftarın tatlısı evet çok alakasız duruyor farkındayım ama işte oldu.dün akşam annem yumurta alırken elinden yerlere atlayan poşetten gelen çat sesi ve 5-6 yumurtanın birbiriyle poşetin içinde kaynaşmak için yolları çatlatması sonrada bu yumurtalarla eve gelinip bir şekilde değerlendirme çalışması ve bu kadar yumurtayı hangi tarifte denesek diyen zihin çalışmaları sonunda YEMEKLİK sağolsun sayesinde tatlıya bağlanan yumurta sorunu,işte olay bu:)
latife bir yana annemin elindeyken böyle birşey olmasına zaten şaşırmışken bu kadar yumurta ne olucak derdi düştü,ramazan olması hasebiyle pasta kurabiyeden ziyade tatlı aranıyor en çokta sütlü tatlı,bu akşamda sare teyzeciğe iftara gidilecek ve tevafuk ne tatlısı yapılacağına karar verilemedi,son karar çocukluğumun lezzetini yakalamak uğruna,birilerinin yüzünde olucak tatlı gülümseme adına,yumurtaları heba etmemek adınada tabi ki bu tatlıyı buldum ve yaptım,sonucunda yiyen herkese tek tek sordum ve çok beğenildi,bende çok beğendim.YEMEKLİK'e tekrardan çok teşekkürler.. (orijinal tarife bakmak isteyenlere)
Malzemeler:

6 yumurta
6 fincan şeker
7,5 fincan un
1 fincan sıvı yağ
4 yemek kaşığı yoğurt
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

Şerbeti:(kaynatılmadan)
3 bardak su
3 bardak şeker eriyene kadar karıştırılır.

Yapılışı:

Yumurtaları şekerle iyice çırpıyoruz, sıvı yağı, yoğurdu, vanilyayı ekliyoruz, karıştırıyoruz.Una kabartma tozu ilave edip karışıma eliyoruz, karıştırıyoruz. Yağlannış tepsiye döküp 170 derece fırında pişiriyoruz, fırından çıkınca şerbetini döküyoruz.Üzerini ince çekilmiş ceviz ve hindistan cevizi ile süslüyoruz.AFİYET OLSUN....

13 Eylül 2008 Cumartesi

Buzlu Börek

ramazan yoğunluklar açısından güzel ama blogum açısından sakin geçiyor farkındayım..
bu ramazan daha rahat birşeyler yazabilirim diye düşünürken tam tersi oldu,bizim evin ilk iftar davetinin sahipleri olan hepsi biribirnden değerli arkadaşlarıma hazırladığımız güzel sofrayı bir türlü fotoğraflayamadım kısmet olmadı..ve şu 2 haftalık zaman zarfında gün içersinde de yeni tarifler denemek yerine olan tariflerle birşeyler hazırladım,zaten daha çok tatlı-hamur işleri kısımlarıyla ilgileniyorum,birde bayat ekmekleri değerlendirecek yeni karışımlar yaptım ama bir türlü onlarda fotoğraflanamadan tüketildi afiyetle,bir dahakine burada olucaklar inşAllah..


az önce yeni bir kitaba başladım yeni birşeylere başlamak hayatımızda olan çizgilerin de yenilenmesini istemeyide beraberinde getiriyor bana da öyle oldu,bilgisayarı açtım bloga birşeyler ekleyebilmeliyim derken arşivde fotoğrafını gördüğüm iki lezzetin tarifinin kaybolduğuu gördüm yılmak yok dedim bu seferde bir sabah kahvaltısında yediğimiz şu şişko görünümlü buzlu börekleri görünce bunu eklemeliyim dedim çünkü çok nefis olmuştu sakın aldanmayın oruçtan sebep abartmıyorum daha acıkmadım:)
muhakkak suya bulama işlemi tarzında börek yapan vardır ama böyle buzlu şekilde yapmadıysanız kesinlikle yapın harika oluyor sadece yaparken biraz elleriniz donuyor o kadar.
Buzlu Börek


Yapılışı:

sütlü veyahut yoğurtlu yaptığınız sosuyla hazırladığınız böreklere iç harclarınıda koyup istediğiniz şekilde sarıp buzluğa atın sonra donmuş börekleri,1 su bardağı suya yarım çay bardağı sıvıyağ gelecek ölçüde hazırladığınız karışıma iyice bulayın içinde iyice karıştırdıktan sonra hemen tepsiye koyup yumurta sarısını sürün bu şekilde bütün börekleri tek yapın,sonrada sıcak fırına verin.

not:sulu karışımınızı böreğin sayısına göre artırabilirsiniz.

1 Eylül 2008 Pazartesi

Çifte kavrulmuş bir ay ve cevizli+maydonozlu ekmekler

güzel bir sabah,güzel bir gün umuduyla uyanmak birde bu sabah eylülün girizgahıysa evet diyorsun güzel bir gün bekliyor,güzel bir ay.
Eylül özel bir ay,belki benim gibi kışı seven birine kışı hatırlattığı ve habercisi olduğu için,belki de edebi değeri her daim yüksek olduğu için,belki de kendi içinde bir asalet barındırdığı için,hepsini kabıma alabilirim.Eylül özel bir ay,dolu dolu geçirilmesi gereken bir ay.üstüne birde bu sene eylül 1 derken özel bir zaman dilimi ramazan da bizi karşılıyor çifte kavrulmuş bir tat,benim için ve birçok kişi için önemli 2 güzel hal bir arada daha ne olsun!
Ramazan ve Eylül'ün yaşattıkları ister birbirine yakın olsun ister olmasın ama ruhta temaşası her biri ayrı güzel zamana giriş yaptık,ilk saatlerinide doldurduk.
umarım Ramazan bize unuttuklarımızı hatırlatma görevi üstlenir,yanımızdakini görmezden gelmişssek eğer görmemizi sağlar,dünyaya sadece kendi isteklerimiz için gelmediğimizi birileri için birşeyler yapmamız gerektiğini hatırlatma görevini üstlenir,nimetimizi paylaşırız her an,umarım herkesin gönlünün muradı hayırlısı ile olur bayrama herkes gönül ferahlığıyla ulaşır,yüzlerde tebessüm,gönüllerde coşku bırakır..
eylülde yanında bize kendine has duruşunu sağlar eylül deyince siyah beyaz anlardır akla gelen yada yerlere dökülmüş sararmış yaprakların savrulmasıdır rüzgarda yada ada da birgündür eylül,istanbul da günce tutabilmektir belki de kimbilir...

ramazan ve eylül ikiside bir arada çok güzel ikiside farklı taraflardan ruhu zenginleştiren,ikiside ayrı noktalarda apayrı lezzetler veren zaman dilimleri,herkesin gönlünce yaşayabilmesi dileğiyle...
***uzun zamandır yayınlanmayı bekleyen bir tarifi yayınlamak istiyorum ama açıkça söylemeliyim ki arşivlerken tarifini yazmayı ya unutmuşum ya da geçenlerde bilgisayar çöktüğünde giden dosyalarla birlikte uçup gitmiş..
aklımda kaldığı kadarıyla veriyorum,malzemeler hasbelkader aklımda ama ölçüleri konusunda emin olamadım,kusuruma bakmayın lütfen,yanlız çok leziz olmuştu abartı sanılmasın çünkü ceviz ile peyniri hem kullanırız yıllardır hemde çok severiz ama maydonoz ile oluşucak bir üçlemenin(ceviz+maydonoz+peynir üçlemesi)bu kadar yakışacağını tahmin etmemiştim.

cevizli+maydonozlu ekmekler


malzemeler:

dilimlenmiş ekmek
peynir
yumurta
iri dövülmüş ceviz
maydonoz
tuz
süt

hazırlanışı:

peyniri,yumurtayı ve sütü önce bir güzel karıştırın iyice biribiryle karışınca ceviz,tuz ve maydonozu ekleyin.ekmeklerede hafif bir tereyağı sürüp hazırladığınız peynirli karışımdan istediğiniz ölçüde sürün ve ısıtılmış fırına verin.üzerleri kızarınca çıkarın fırından çünkü fazla kalınca kuruyabiliyor ekmekler.sıcak sıcak servis edin.

ilk 2 fotoğraf internetten alınmıştır.

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...