14 Aralık 2010 Salı

Puslu Kıtalar ve bir mime çok ama çok gecikmiş cevab..

28 kasım'da güzel bir mimde geçti ismim..Amma ben bu mimlemenin üzerinden yaklaşık 11-12 gün sonra yazabilme fırsatına erişebildim ne yazık ki!Hatta sayın Nesrin ablaya söz de verdim bu geçtiğimiz pazartesi yayınlayacağım diye ama benim hesaplar hep çarşıya uymayan cinsten oluyor bu dönemlerde..Öncelikle kendisinden herkesin önünde çok ama çok özür dilerim..Ben pek mimlemelerle uğraşabilen ve bunlara çok davet edilmiş biri değilim.Ama böyle özel ve güzel olanlar kabul edilmeyecek gibi değil tadında ve hoş birbirimize dair güzel fikirleri bilebilmek adına da çok zengin ve güzel oluyor.
Şimdi mimleme de esas kitaplıktan herhangi bir kitabı seçmekti.Amma velakin açıkçası ben bizim büyük ve kalabalık kitaplığımızdan bu seçimi bir türlü yapamadım.Ya elime attığım benim olmayanlardan ya da ne zaman aldığımı hatırlamayacak kadar eski çıktı.Bende benim için büyük ehemmiyete sahib olan kitabım "puslu kıtalar atlası"gönlümüz  her daim seçtiği,seçeceği kitap olarak not düşmek istedim..
"Puslu Kıtalar Atlası"felsefe profesörü İhsan Oktay Anar'a ait..Benim için anlamını kelimeleri birbirine birleştirmeye çalışsam yetmecek cümleler ve anlatamayack tıynetsizlikte birleşimler olacağı için pek birşey yazmayacağım..
Galatasaray'da daima gittiğim sahafların olduğu Aslı han pasajında sık uğradığım bir sahaf vardır..Her dükkana bakarım orada da genelde bana uygun kitaplar dergiler vs denk gelir ve sahibi de iyi hoş biridir..Orada gördüm zaten kapaktaki kalyon yetiyor insana!
Evde Amat vardı ama beni o kitpa kadar çekmedi sanki gizli bir el al diyor ve İhsan Oktay Anar'ın tadını almamı bu kitabın sağlayacağını içerden bir el sağlıyor..Velhasıl aldım ve aldığım gibi 2 günde mi ne bitti ki Öss'ye hazırlandığım zamandı ve otobüste gider gelirken okudum..Hatta dershaneye yada eve yaklaşmayayım otobüste devam etsin bende okumaya devam edeyim demiştim..
Neyse dediğim gibi benim için gözü kapalı seçmek istesemde gönlümden 1.geçeceklerdendir bu kitap.
"bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmenkti. acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altından gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. oysa uzun ihsan efendi, dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardına gizlenen herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı. dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi. yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünya'nın şahidi olmaktı."(puslu kıtalar)

Bu cümlelerin üzerine daha ne denir ki?Uzun İhsan efendiye buradan selam olsun!Evet dünyanın bir masal olduğuna sizi inandırıyor..Kitab bitiyor ve rüyadan uyandığınızı hissediyorsunuz hatta tekrardan kitaba dönüp o aleme gene geri dönmeliyim hissi ile..2.kez okuyacağım yakın zamanda.Herkese nacizane tavsiyemdir.
İnceliğin için çok ama çok teşekkürler!Ve koskoca uzun bir zamanda bir türlü cevablayamadığım için özürler!

2 yorum:

  1. Cok cok güzel bir kitap secmissin. O bir tanecik paragrafi okumaya doyamadim inan. Genclikte cahillikler yapilir, ama hayatin zevkten ibaret olmadigini hepimiz ögreniyoruz zaman icerisinde. Bana gelen mimlerde oldu ki okuyan olur düsüncesiyle hep hayattan ögrendigim bir seylerden mesaj vermeye calistim. Zaten bence hicbir sey tesadüf degildir. sen de koskoca Londralarda üniversite okurken zaman ayirip nacizane mimimi cevapladigin icin ben tesekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. "dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi". Dünyanın kendisi ve şahit olacaklarımız da insanın dünyada ve dünyaya yaptıkları galiba.

    YanıtlaSil

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...