23 Nisan 2011 Cumartesi

Su akar yolunu bulur?

Zaman akar durur 
biz deriz ki bu yaşadıklarımızı nasıl kaldıracağız
ya da unutmamız gerekenler nasıl unutulucak ve o sırada nasıl yükü kaldırılıcak
ama bir bakarız su akar yolunu bulur misali unutulması zor olanlar yavaş yavaş buğulu bir görüntü gibi olmaya başlar..
Unutulmak istemeyenler de bazen gün gelir tozlu sayfalarda yerini alır ve sadece o toz alınacağı zaman açılır kırıntılarla hatırlanır ve gene geçilir diğer tarafa..
Dileğimiz değilde ödevimiz olsun herbirine aynı mesafe ile yaklaşmak ve hüzünler ile bilenmeden yaşamayı,sevinçler ile de kendimizi kandırmadan yaşamayı öğrenmek hedef olsun zihnimize yazılan gönlümüze nakşolan!
***
Son zamanlarda artık sadece pazar günü mutfağı ziyaret edebildiğim için herşey durdu,seyrekleşmenin de ötesine gitti.Geçen hafta bu yemeği yaptım birde kabartma tozunun arkasında gördüğüm bir kek ama kek kalıbtan çıkarken bizi hüsrana uğratınca güzel fotoğraf karesi veremedi.Tavuk etini çok seven biri değilim ama ne hikmettir şu fırın poşetinde yapılınca çok seviyorum.Geçtiğimiz günlerde sebze ile de yapmıştım ama fotoğraflayamadım dahi!

Fırın poşetinde Mantarlı Tavuk

Malzemeler:

1 kilo kuşbaşı tavuk eti
1 kilo mantar
2 büyük boy soğan
1 çorba kaşığı biber salçası(hatta büyük boy servis kaşığı da olabilir)
 2 büyük servis kaşığı zeytinyağı
Tuz
1 çay kaşığı şeker
Kimyon
Kekik
Kırmızı biber

Hazırlanışı:

  • Mantarları yıkayıp istediğiniz boyda doğrayın(ben büyük doğradım).
  • Harlı ateşte tavda birkaç dakika soteleyin.
  • Soğanı yemeklik doğrayın ve bir küçük tavada yağ ile biraz kavrulmasını sağlayın.
  • Fazla kavurmadan soğanın içine salçayı ekleyip birbirine karıştırın.
  • Derin bir kaba tavuğu,sotelenmiş mantarı,hazırladığınız salçalı soğanı ekleyin.
  • Baharatları istediğiniz ölçüde,şekeri de ekleyerek kaşıkla güzelce birbirine karıştırın.
  • Fırın poşetinin içine biraz un serpiştin.
  • Unlanmış poşetin içine harcınızı koyun.
  • Ağzını bağladığınız poşeti fırın tepsisine veya bir borcama koyup 200-250 arası ısıda önceden ısıtılmış fırına verin.
  • Yaklaşık 1 saate yakın pişirebilirsiniz.
*Yalnız bu ölçüyü 2 poşete bölerseniz daha iyi olur bir dahakine bende öyle yapacağım çünkü fotoğrafın iyi olmamasının sebeplerinden biri de odur.Birbirine çok yapıştı etler zannımca:)



3 Nisan 2011 Pazar

Patates Çorbası

Yaz geliyor diye üzülüyordum ki geçtiğimiz hafta güzel soğuktu ve bu haftada da devam edicek gibi.
Yaz aylarını pek sevmem hoş herşey lazım bizler için ama bana yaz ayları ve onun habercisi ilkbahar hep yaramamıştır güzel şeyler getirmemiştir..Klasiktir her ademoğlu gibi kötü birşeyleri zamana,mekana anlam yükleyip onları kötü ilan etme hadisesi tabi ki bende de var bu sebeple yaz mevsimi ile aramızda koca bir mesafe var.
Bugünlerde mutfağa girmeye ne hal mecal ne de keyif var..Kek istiyordu bu akşam canım uzun zamandan beri onu bile yemek istemiyorken..
Ruhumuzun tellerinde kopukluklar olunca ya da dilde dökülmeye çalışan cümleler varolunca daha bir zor oluyor sırtımızdaki "yaşam"ın içerik kısmı.
Bu içerik kısmının daha ala olduğu zamanlarda bir akşam sırf çorba içmek istiyorum deyip yaptığım ve hala tadı damağımda kalan tam bana göre olan çorba ile bu sıkıntılı günlerden kurtulmayı dileyelim Allahtan!


Malzemeler:

3 adet orta boy patates(evde küçük boy vardı ben 6 ufak boy patates kullandım)
4 su bardağı su
1 çorba kaşığı un
1 tatlı kaşığı tereyağı
1 su bardağı süt
Tuz

Üzerine:Pulbiber,dereotu

Hazırlanışı:
  • Kabukları soyulmuş ve dörde bölünmüş patatesleri su ile birlikte tencereye alıp yumuşayana kadar pişirin.
  • Daha sonra patatesi  blenderdan geçirin.
  • Bir tencerede un ve tereyağını kavurup,yavaşça sütü ekleyin.
  • Bu karışıma blendırdan geçirdiğiniz patatesi katın ,tuzunu ayarlayın ve 5 dakika daha kaynamaya bırakın(kıvamı koyu olursa su ilave edebilirsiniz.)
  • Üzerine pulbiber serpin ve dereotu ile süsleyebilirsiniz
*Kıvamı koyu olursa su ilave edebilirsiniz denmiş orada ama ben onun yerine süt ekledim göz kararı isterseniz su ya da süt ekleyebilirsiniz.Hatta sonra bekleyince de katılaşınca ben gene süt ekledim.
Üzerine de dereotu yoktu diye kuru ekmekleri az yağ ve biberle bir karıştırdım ve ekledim böyle de tavsiye ederim nacizane.
Şubat 2011'e ait Sofra dergisinden alınmıştır.

Supangle

Bu tatlıyı ne zaman yesem,yapsam annemin eski evimizin küçük mutfağında gösterdiği çaba hep aklıma gelir. Mikser,blender yok iken süzgeç...